komik olaylar
HASAN'IN ÖKÜZÜ GİBİ ORTADA KALMAK' Bu olay 1950 yıllarında Halevik'te olmuş. 5 arkadaş aralarında ortak kurban kesmek için anlaşıyorlar. Dördü parasını verecek 5.ortak Harik Hasan'da para yerine öküzü kurbana kadar iyice besleyecek. Tabi bu arada bizim Harik Hasan kendi işleriyle uğraşmaktan öküze gereken ilgiyi gösterememiş. Hayvan çok bakımsız kalmış. Kurban günü geldiğinde ortaklardan hayvanı gören 'Bundan kurban filan olmaz!' diyerek gidiyor. Ve öküz ortada kalıyor. Bu olaydan beri Halevik'te ortada kalan ve güç durumda olanlara 'Hasan'ın öküzü gibi ortada kaldı!' derler. Bu olaydan kısa bir süre sonra köyden bir heyet Kayseri'ye zamanın en ünlü siyasetçilerinden Kasım Gülek'i karşılamaya gider. Kasım Gülek kendisini karşılayan heyetleri birer birer selamlarken sıra Haleviklilere gelir. Rahmetli Yeşil Osman Bey birden ağlamaya başlıyor ve 'Efendim Hasan'ın öküzü gibi ortada kaldık sahibimiz yok' diye ağlıyor. Kasım Gülek'te yanındaki görevlilere 'Amca ile ilgilenin herhalde öküzü ölmüş zavallının' diyor. Bu arada olaya Halevik'ten başka birisi müdahale edip 'Hasan'ın öküzü' olayını anlatıyor. Kasım Gülek ve yanındakiler olaya çok gülüyorlar. Kasım Gülek rahmetliye bir kehribar tesbih hediye eder. Yeşil Osman Bey'de ölene kadar bu tesbihe gözü gibi bakıyor.



KAMBUR HAYDAR İLE ELLEZ'EMMİ'NİN ADANA MACERASI Halevikli Kambur Haydar ile Kavlaklı Ellez Emmi (İlyas) yol parası vermemek için Adana`ya kaçarlar. Burada çalışıp para kazanacaklardır. Jandarmadan korktuklarından dolayı isimlerini sır gibi saklarlar. Soranlara başka kişilerin isimlerini verirler. Bu sırada kader bu ya yolları Adana'daki Dutlu Han`da birleşir. İkisi de aynı handa kalmaktadırlar. Sabah beraber kahvaltı yaparken tanışma muhabbeti başlar. Yalnız burada belirtmemiz gereken şey Kambur Haydar'ın Ellez Emmi`yi tanımasıdır. Ellez Emmi ise Kambur Haydarı tanımaz ama sadece adını duymuştur. Kambur Haydar: “Hemşehrim nerelisin?” Ellez Emmi: “Kayseriliyim!” Kambur Haydar: “Neresinden?” Ellez Emmi: “Pınarbaşı'ndan”. Kambur Haydar: “Yapma yav, neresinden peki?” Ellez Emmi: “Pazarören'den”. Kambur Haydar: „Allah Allah,hangi köyünden?“ Ellez Emmi: „Halevikten“. (Burada yalan söyler…) Kambur Haydar: „Vay be kim derler sana?“ Ellez Emmi: „Kambur Haydar derler“. (Yalana bak…) Kambur Haydar: „İyi Allah selamet versin hemşerim!“ der. Ellez Emmi: “Peki sen nerelisin hemşehrim?” Kambur Haydar: „Ben de Kayseriliyim“. Ellez Emmi: „Neresinden?“ Kambur Haydar: „Bende Pinarbaşı'ndanım“. Ellez Emmi: „Allah Allah, peki neresinden?“ Kambur Haydar: „Pazarören'den“. Ellez Emmi: „Hayret bir şey, peki hangi köyündensin ?“ Kambur Haydar: „Ben Kavlaklıyım“. (O da yalan söyler..) Ellez Emmi: “Vay be kim derler sana peki?” Kambur Haydar: “Ellez derler bana” deyince Ellez Emmi: “Vay ulan desene baltayı taşa vurduk!” diye söylenir. Bu olay tamamen gerçek olmuş bir olaydır. Uzun yıllar köy odalarında anlatılıp durmuştur.

br> MEAREYSE ŞIKŞIKIY'MIŞ Rahmetli Postacı Memmedin Kahramanmaraşlı kayınbabası 1970'li yıllarda bizim köye gelir. Köyün kahvesinde epey bir süre kendini över. Ne kadar zengin olduğunu ve ne kadar parası olduğunu uzunca anlatır. Köylüde adamı tanımadığı için anlattıklarına ister istemez inanır. Bir zaman sonra bizim köylü rahmetli Kara Duran'ın yolu Kahramanmaraş'a düşer. Bizimkinin aklına bu çok zengin adam gelir. Aklında kalan adrese gidip sorup soruşturur ve adamı bulur. Adamcağızın aslında sokaklarda meyan şerbeti satan birisi olduğunu gören Kara Duran köye geldiğinde kahvede adamı gördüğünü anlatıp '...... oğlu meareyse Şıkşıkı'yımış!' der ve ellerindeki bardakları birbirine çarparak onu taklit eder.


TABANCANDA MAŞALLAH NE BÜYÜMÜŞ 1950 li yıllarda Halevikten bir grup insan Paşalı köyünde bir düğüne giderler. Bu arada düğün sahipleri düğün yemeklerini yapan ahçının yanına bizim köyden Haşim'i yardımcı olarak verirler. Yemekler yapılır ve yenilir. Düğün bitmeye yakın bizim Haşim efendi koyunun ön budunu kesip paltosunun altına gizler. Paltonun altındaki şeyin ne olduğunu bilmeyen düğün sahibi kadın 'Halıt Ağa tabancan da maşallah ne büyüğümüş!' der. Zavallı kadın tabanca zannettiği şeyin aslında koyunun ön budu olduğunu bilemez.


TUZUN KAÇ BATMAN İDİ Papaklardan rahmetli Rıza Hoca zamanın birinde Kayseri'nin (Palas) Tuz köyünden 14 batman tuzu alıp 7 eşeğe taksim edip yola çıkıyor. Yaylaya giderken Ağoluk'ta bizim Haleviklilerle karşılaşıyor. Artmağın virajlı yokuşunda eşeklerin altısını Halevikli tanıdıklarına teslim edip kese yoldan 'Bokluoluk'ta buluşmak üzere!' ayrılıyor. Bizim Haleviklilerde tuzun 7 batmanını çalıyorlar. Olayı gören rahmetli Sefil Sülemen'i de tehdit ediyorlar. Bokluoluğa gelindiğinde yemeğe oturuyorlar. Rahmetli Sülemen emmi adama direkt olarak birşey söyleye korktuğundan 'Ay Rıza tuzun kaç batman idi?' diye soruyor. Rıza Hoca da '14 batman Sülemen emmi' diyor. Rahmetli de şifreli bir şekilde 'Yavrum ah 7 gelse!' diyor. Rahmetli Rıza hoca anlamayınca Sülemen emmi bu sefer 'Tembel Papak politikadan da anlamıyor!' diye kızıyor
TATAR KÖYÜ
 
ÜMİT EKİNCİ






HABERLER
 


CANLI TV VE DÖVİZ
 

Bu site Canlı TV tarafından desteklenmektedir.

 


 
Bugün 5 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol